Cuma, Şubat 1

okuyom ben ya!

senelerdir ağlaşırım; "yükseğe başlayamadım, yükseğe başlayamadım"... sonunda başladım, hemi de kendi okulumda! başıma gelcekleri biliyodum da, yine de daha umutluydum, malum insan umutsuz yaşayamaz. okuldaki inşaat-ımsı- faaliyetler yüzünden geç açılan okulumda sıkıştırılmış kompakt bir eğitime tabi tutulduk. iş-okul-ev üçgenime başlarda ispanyolca kursu da dahildi. insanın hayatı gözünün önünden sadece son anlarında film şeridi gibi geçmezmiş efenim, onu öğrendim. şu üç ayım bildiğin gözümün önünden akarak geçti! at gibi koştum diyerek kendime bu sıfatı yakıştırmakta da bi sakınca görmüyorum, çünkülüm tam anlamıyla öyleydi.
amaaa bu arada blogsal işlerimden tam anlamıyla vazgeçmedim, vazgeçemedim. fırsat bulduğum aralıklarda bişiler yapmak için çabaladım, elişlerim kafamın en bi şekerli sığınağı! o kadar çok yazcak biriktirmişim ki, hangisinden başlasam bilemedim. düşündüm düşündüm, dün tümm teslimlerimi yapıp okulun ilk dönemini tamamladığım için kendimi kutlama maksadıyla yaptığım panda kurabiyeleri paylaşmaya karar verdim.
kurabiyeleri önce Atölye Ra ' nın sayfasında te şu aşaadaki fotolarda gördüm, görürü görmez içime bi yangın düştü de, proje teslimim vardı, kendimi oyaladım! "sakin ol gamze, kurabiyelerin resmi orda, mutpakta malzemelerin bol, sadece biraz bekliyceksin!"
bekledim ve teslimlerimin son bulduğu ilk günde kendimi mutfağa kapattım!
fotoğrafa bakıp, çeşitli çıkarımlarla yaptım kurabiyelerimi tabi annemin 2 renkli bisküvi tarifini kullanarak; 250 gr pudra şekeriyle 250gr sanayağı iyice yoğur, içine 2 yumurta kır, hepsini iyice karıştır, kabartma tozunu 500 gr una( ki ben göz kararı kattım, kim nası ölçsün şimdi unu?) karıştır, yumurta şeker yağ karışıma ekleyip, bi tutam tuz ve vanilyayı da ekle güzelce yoğur, 3 parçaya böl,  ve eğlence başlasın!!!
ve tabi ki ben bu kurabiyelerdeki gibi gıda boyası kullanmadım, kimyasallara karşı bi insanım. göz ve kulaklarının siyahını hamurlardan birine kakao katarak elde ettim. beyaz zaten hazırda. pembesini elde etmek çok eğlenceliydi. bir küçük pancarın yarısını küçük bi cezvede pancarın rengi suya iyice geçene kadar haşladım, soğuduktan sonra bu suyu bi hamur parçasına ekleyip iyie yoğurdum.. sonra yukardaki fotoya göre birleştirip, kestim. her kestiğim parçada ayrı kikirdedim itiraf ediyorum. hele hele de bi gözü yukarda bi gözü aşaada sarhoş pandalar çıktıkça! çikolata sosum ve uygun aparatlarım olmadığı için burun ve ağzını da kakolu hamurdan yapıp pişirmeden ekledim, sosum olsaydu sonradan eklemek lazımdı.


çabucacık piştiler, insan yemeye kıyamaz diye bi an düşündümse de sona tüm bu düşünceleri uzay boşluğuna salıverdim. nam nam nam! apiyet olsun!
dipte püfüdük not: pancarın tadı hiç bi biçimde hamura geçmiyor, pembe sevenlere müjde olsun!
dipte deneyimler: peki içime sinmeyen detaylar olmadı mı? tabi ki oldu, sona bu sabah şöle bi araşrdım ki meğersem youtube da videosu varmış, keşkem önceden izleseymişim, tabi ki ilk fırsatta tekrar deniycem;
*hamurlar birleştirilirken aralarına süt-su karışımı sürülmeliymiş ki benimkilerin ayrıldığı gibi pişerken birbirlerinden ayrılmasınlar.
*hamur buzdolabında 4 saat ya da dondurucuda 45 takka beklemeliymiş ki düzgünce kesilebilsin.
dipte müjdeli not: poroceden b almışım! he b ne derseniz bi fikrim yok, bu yeni harfli sisteme alışamadım, a,b,c,d ve f harflerinin notlar olduğunu düşünürsek fena bişi olmasa gerek :))

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...